Bahar da Sinema da İsyancıdır! [Özge Ç. Denizci]

Continue

Selma Köksal’ın senaryosunu yazdığı, yönettiği ve aynı zamanda oynadığı film, tek kopyayla Beyoğlu Atlas Sineması’nda izleyiciyle buluştu. Film 26 Nisan’a kadar izlenebilecek.

Onat Kutlar’ın Bahar İsyancıdır isimli öyküsünden adını alan film, geçtiğimiz cuma günü tek kopyayla Atlas Sineması’nda vizyona girdi. Sanata ve sanatçıya büyük destek olduğunu söyleyen firmaların desteğiyle düzenlenen festivallerin sırtını döndüğü film, birçok izleyiciden olumlu tepki alıyor. Sadece anlatım biçimi olarak değil, aynı zamanda duruşuyla ve bir dönemi anlatan içeriğiyle de Türk sinemasında farklı bir noktaya kendini koyuyor.

Filmin senaristi, yönetmeni ve aynı zamanda oyuncularından biri olan Selma Köksal, daha önce Bir Artı Bir dergisine verdiği söyleşide film için şunları söylemişti:

“Toplumsal dönüşümler insanların ve kuşakların süreçlerinin çok ötesinde gerçekleşiyor. Kendi öyküsünün sözlerini değiştirmemek koşuluyla kendi yorumumuzu, kendi okumamızı yapmamız konusunda bizi özgür bıraktı. Bu kavramsal görüşme ve sonrasında Onat Kutlar’ın bombalı bir saldırı sonucu ölümü beni çok etkiledi ve yıllarca düşündürdü ki, tam da bu sahneyi Nisan ayında seyirciyle buluşacak olan aynı adlı filmim Bahar İsyancıdır’da gerçekleştirmeye çalıştım. Tabii sanat ve sinema sonuçta gerçeğin kendisi hiçbir zaman değil, bir yapıt. Ama elimden geldiğince zihnimdeki haliyle beyazperdeye aktarmaya çalıştım.”


Son Beyoğlu Filmi Olabilir…

Bugünlerde Beyoğlu ve çevresi artık neredeyse tanınamaz hale gelmiş durumda. Bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce ilk değişim hareketi ağaçların sökülmesiyle başlamıştı. Daha sonra insanların ayaklarını kırmalarına sebep olan ve şu anda her adımımızda içine çöken kaldırım taşları…

Bugünlerdeyse süreç iyice hızlandı. Tarihi pastaneler, mağazalar yerini franchise kafelere, dükkânlara bırakıyor. Bununla da yetinilmiyor; kaçak katlı devasa alışveriş merkezleri, Avrupa’nın değil dünyanın en önemli caddesindeki dokuyu yok ediyor. Belki de en önemlisi, caddeyi belli bir saatten sonra gürültüye maruz bırakan kulüplerin sesleri “kimseyi” rahatsız etmezken, yolu kapatıyor düşüncesiyle Akdeniz ülkesi olma özelliğinin en güzel göstergesi olan sokak kahvelerinin sakinleri artık iç mekânlara tıkılıyor.

Ya da başka bir deyişle zorunlu olarak ortamı terk ediyorlar. Beyoğlu ve çevresi yakın zamanda iyice tanınamaz hale gelecek. Bizim çocuklarımıza biz de dedelerimizin, babalarımızın bize anlattıklarından daha beter değişim anılarını anlatacağız. Başta Emek Sineması olmak üzere birçok kültür-sanat alanı da bu değişimin içerisinde yok ediliyor.

‘Bahar İsyancıdır’ı bu söylediklerimizden bağımsız izlemek ve düşünmek haksızlık olacağından Beyoğlu’ndan bahsettiğimizi söylemeliyiz.


Film ve Kentsel Dönüşüm

Filmin konu aldığı ve Köksal’ın kendi yaşamından da derin izler taşıyan Bahar İsyancıdır, Beyoğlu’nda tutunmaya çalışan bir tiyatro topluluğu olan “Oyuncular Tiyatro Grubu”nun hikâyesini, tam da böylesi bir dönemde anlatıyor.

Geçtiğimiz günlerde söz konusu tiyatro topluluğunun bulunduğu binanın da “kentsel dönüşüm” adı altında otel yapılacağı bilgisi gelmişti. Grup son oyununu geçtiğimiz haftalarda oynamıştı.

Bahar İsyancıdır’ın çekimleri geçen yıl bu zamanlar çoğunlukla Beyoğlu ve çevresinde yapılmıştı. Bu hızlı değişim ya da başkalarının olumlamayla dillerine doladıkları “dönüşüm”, ileriki yıllarda filmin değerinin daha da anlaşılmasını sağlayacak. Çünkü filmde gördüğümüz değişimden önceki son Beyoğlu olabilir.


Filmdeki Zaman Katmanları

Yönetmenin kendi deyimiyle film:

“1995 ile 2010 yılları arasında üç ayrı zaman diliminde tasarlanmıştır. Modernizm sonrası parçalanan dünyada insanlar ile birlikte aralarındaki iletişim, duygu paylaşımları da artık paramparçadır. Hasta dünya ve hasta insanlık, gelişmeye ve bağımsız olmaya niyetlenmiş bir ülkeye de sirayet edecektir. Türkiye, yeni dünya düzeninin (küreselleşmenin) ilk denek ülkelerinden biridir artık. Filmimizin konusunu oluşturan bireyler de paylarına düşeni elbet alacaklardır. Naif ve arı kalmaya çalışan bu kişiler, sert, acımasız, sevgisiz, anlayışsız ve parasız bir süreçle beklemektedir. Nihayet aralarında, düzene ayak uyduran kalabalığa karışanların yanında, böyle bir yaşamı sürdürmenin çok onursuz olduğunu düşünenler de olacaktır ve aralarından biri kendi bağımsız iradesiyle yaşamına son verecektir. Geride kalanlar içinse bu intiharla yüzleşmek çok güç olacaktır. Ancak yaşam devam etmektedir.”


Filmde Volga Sorgu, Selma Köksal, Limon Burung Baturoğlu, Yıldıray Şahinler, Mahir Günşiray, Hüsamettin Koçan, Kemal Kocatürk, Şeyda Terzioğlu, İpek Değer, Metin Arslan, Kaan Erten, Sefa Zengin ve Bahar Şarah rol alıyor.

Bahar İsyancıdır’ın müzikleri ise aynı zamanda filmde müzisyen karakterini canlandıran İlker Görgülü’ye ait.